BERGAMA
KİLİSESİ (KIZILAVLU, SERAPİS TAPINAĞI)
İncil'de adı
geçen 7 kiliseden kesin olarak yeri bilinen tek kilisedir. Bergamalılar tarafından
"Kızıl Avlu" diye adlandırılır. Kızıl
Avlu diye adlandırılmasının sebebi; dışarıdan bakıldığında tamamen kırmızı
tuğla ile kaplı olmasıdır. Binayı kaplayan mermerlerden birkaçı bugün bile
görülmektedir. Aşağıdaki fotoğraflara dikkatli bakarsanız kırmızı
tuğlalar arasında mermer kaplamaları göreceksiniz.
|
|
Bazilika, Mısır Tanrısı "Serapis"
(Serapien) adına yapılmıştır. "Ne yerde ne gökte" anlamına gelir.
Çünkü bazilika; altından akan Selinus çayını örten iki tünel üzerine inşâ
edilmiştir. Hıristiyan inancına göre ise, Bergama Kilisesi "Evlenme,
Birleşme" ya da "Pişmanlık" anlamına gelir. Roma Döneminde bazilikada
din ve devlet işleri birlikte yürütüldüğünden dolayı "Birleşme" anlamı
da verilmiştir. "Pişmanlık" anlamı ise daha önce Bergama'da bulunan ve
"Şeytanın Tahtı" denen Zeus Sunağı'ndan (Altar) kaynaklanmaktadır.
Bergama Kilisesi Hz. İsa'dan sonra 313-500 yılları arasında
etkin rol oynamıştır. Bergama Kilisesinin Piskoposu, Aziz Lukas idi. Aziz Lukas,
Bergama'da inek heykeli içinde yakılmıştır. Yan tarafta Kızıl Avlu Naos
(Sahan) 'ın fotoğrafını görüyorsunuz. |
|
Sağ tarafta Fatih Cimok'tan alınan Kızıl Avlu planını
görüyorsunuz.
Tapınak, Akropol'e 6 km uzaklıktadır.
Tapınak, ana bina ve iki yanındaki ek binalardan
oluşur. En önde boylu boyuna uzanan 200 x 100m boyutlarında geniş bir avlu yer
alır. Ana binanın yedi metre genişlikte ve on dört metre yükseklikte dev bir
girişi vardır. Kapının iki yanında beşer sütunlu revaklar (portico, colonnade,
tonoz) vardı.
REVAK, duvarla aralarındaki
boşluk tonoz, kubbe veya damla örtülü kemer sıralarının teşkil ettiği yanı
açık dehliz demektir.
Tam karşıda da yirmi sütunlu bir revak yer almaktadır.
Bunun en ortadaki dört
sütunu, bir çeşit anıtsal giriş oluşturur. Kapının eşiğinde 7,5X2 m.
boyutlarındaki tek parça monolitik (yekpare) mermer eşik taşının ağırlığı
35 ton kadar hesaplanmıştır. Bu mermerin iki tarafında, göze çarpan
birbirinden 5 metre uzaklıktaki delikler, tunç olduğu sanılan kapı
kanatlarını tutan menteşelerin izleridir. Bir zamanlar bu binanın döşemesi ve
duvarları tamamen mermerle kaplanmıştı. Duvarlar boyunca bütün odayı saran
sütunların üzerine oturtulmuş bir balkondan geriye hiçbirşey kalmamıştır. Odanın
kapıya yakın yarısı,iki yanındaki beşer girintili el üstüne yerleştirilmiş ve
camla kaplı oldukları sanılan pencerelerden ışık alıyordu. Asıl seremoninin
gerçekleştiği ileri kısım özellikle yarı karanlıkta bırakılmıştı.En dipte
balkonlara ve çatıya çıkan iki merdiven vardı.
Odanın döşemesinde biri geniş ve sığ; öteki daha
küçük ve derin iki su çukuru görülmektedir. Bunu, üzerinde oldukça geniş (4,6X4,6
m.) bir kaidenin oturduğu yüksek (1,5 m.) bir podyum izlemektedir. On metre boyunda
olduğu sanılan kült heykeli bu kaideye oturuyordu.
KAİDE:Bir yerin üzerine oturduğu temel,
ayaklık, taban demektir.
Podyumun içinden geçerek kaidenin
ortasına çıkan geçidi ; törenler sırasında rahiplerin "Tanrıyı
konuşturmak" için kullandıkları sanılmaktadır.
|
|
Ana binanın iki yanındaki kuleye benzeyen silindir şeklinde mimarisi olan ek
binaların işlenmiş taşlar ve kireç harçla yapıldığı ve en dışın
kesilmiş ufak taşlardan örtüldüğü görülmektedir. Her ikisinin de önünde, iki
ucunda daire şeklinde yuvarlak küçük birer havuz bulunur. Bu yan avlular da üç
tarafta stoalarla sarılmıştır.Stoaların damının bir zamanlar bir
tarafı erkek (atalant) öteki tarafı kadın (karyatid) şeklinde işlenmiş iki insan
boyunda sütunlara oturmuştu. Bu sütunların bazıları iki tarafta da kadın şeklinde
oyulmuştu.Heykellerin baş, kol ve ayakları ayrı olarak ve siyah mermerden
yontulmuştur.
|
|
|
KARYATİD
: Antik mimarlıkta kadın heykeli biçimindeki sütunlara verilen isimdir Taşıyıcı
nitelikte ya da gömme sütun şeklindedir. Karyatid sözcüğü ; Roma'lı mimar
Vitruvius'a göre (İ.Ö 25 yılarında çalışmış) Peleponez bölgesindeki Caryae
kentinde sepete benzeyen yüksek bir başlıklarla dans eden kadınlardan türemiştir.
ATALANT : Yunan Mitolojisine göre gök kubbeyi taşıyan
Atlas'tan türetilmiştir.
Heykel sütunlar, Nil Irmak'ını simgeleyen
havuzlar ve yapının batıya dönük olması, bu tapınağın Serapis'e ve onunla ilgili
tanrıça İsis ile tanrı Harpokrates'e adanmış olması gerektiğini akla
getirmektedir. II. yüzyılı Roma Dünyasında Mısır Tanrılarının ve dinsel
törenlerinin çok moda olduğu bilinmektedir. Tapınak Hadriyanus (İ.S 117-138)
döneminde yapılmıştır.
|
|
Selinus Irmağı bugünde tapınağın kullanıldığı yıllarda olduğu gibi avlunun
altındaki iki tonozlu her biri 196 m uzunluğundaki kanalladan akmaya devam emektedir.
|
|
|
Bizans
döneminde, ana binanın içine, duvarların alt kısımları bugün de görülebilen Aziz
Can'a adanmış bir kilise yapılmıştır. Kilisenin yapımında tapınağa ait yapı
malzemesinin kullanılmış olduğu bellidir.
Sağ tarafta; Bergama Kızıl Avlu'da bulunan
mermer sütun başlığının fotoğrafını görmektesiniz. |
|
|